Azerbaycan ile Ermenistan arasında ABD’nin arabuluculuğunda varılan barış anlaşması, bölgedeki dinamikleri değiştiren tarihi bir adım olarak değerlendiriliyor. Bu anlaşma, yıllardır süren gerilimi sona erdirmeyi ve Kafkaslar’da istikrarı güçlendirmeyi hedefliyor.
Beyaz Saray’da dün düzenlenen üçlü toplantıda, ABD Başkanı Donald Trump, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan bir araya geldi. Zirve, iki ülke arasındaki barış sürecinde önemli bir dönüm noktası oldu.
Anlaşmanın temel maddeleri
Toplantının ardından düzenlenen basın toplantısında Trump, “Azerbaycan’la Ermenistan arasında barışı sağladık. İki taraf da çatışmaları kalıcı olarak sonlandırmayı kabul etti” dedi. Anlaşma, çatışmaların durdurulması, diplomatik ve ticari ilişkilerin başlatılması ile her iki ülkenin toprak bütünlüğüne saygı gösterilmesi taahhüdünü içeriyor. Aynı zamanda, Azerbaycan’a uygulanan savunma yaptırımlarının kaldırıldığı açıklandı.
Aliyev, gelişmelerden duyduğu memnuniyeti ifade ederek, “Bugün tarihi bir gün. Kafkaslar’da barışı tesis ediyoruz, bu sadece bizim için değil, tüm bölge için büyük fırsatlar sunacak” diye konuştu. Paşinyan ise, “Bu anlaşma, daha güvenli bir bölge ve dünya için önemli bir adım. Dünyayı daha iyi bir yer haline getirecek” şeklinde konuştu.
Zengezur Koridoru’nun stratejik önemi
Anlaşmanın en dikkat çekici maddesi, Zengezur Koridoru’na ilişkin. Ermenistan’ın Sünik bölgesinden geçen bu koridor, Azerbaycan’ı Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti’ne bağlayacak. Proje, karayolu ve demiryolu altyapısıyla Türkiye’ye ve Avrupa’ya uzanan bir ticaret güzergahı oluşturmayı amaçlıyor. Ermenistan ise “Barış Kavşağı” adını verdiği bir alternatifle, güzergah üzerinde daha fazla kontrol sahibi olmayı öneriyordu.
Son deklarasyonda bu konuda uzlaşı sağlandı: ABD, koridoru 99 yıllığına kiralayacak ve burada demiryolu, petrol, doğalgaz ve fiber optik hatlarını kapsayan bir proje geliştirecek. Bu güzergah, 'Uluslararası Barış ve Refah için Trump Rotası (TRIPP)' olarak adlandırılacak.
ABD'nin bölgedeki rolü
Projenin geliştirilmesi, ABD destekli bir konsorsiyum tarafından yürütülecek ve koridor Ermenistan yasalarına uygun şekilde işletilecek. Foreign Policy’de yer alan bir analiz, ABD’nin TRIPP projesiyle bölgedeki etkisini artırdığını vurguluyor. Washington’ın bu hamlesi, Güney Kafkasya’da stratejik bir avantaj elde etme çabası olarak görülüyor.
İran’ın tutumu ve bölgesel dinamikler
İran, uzun süredir Zengezur Koridoru’nun inşasına karşı çıkıyordu. Ancak Beyaz Saray’daki zirvenin ardından Tahran, Azerbaycan ve Ermenistan’la işbirliğine hazır olduğunu açıkladı. Buna rağmen İran, bölgedeki “dış müdahalelere” karşı olduklarını da belirtti. Bu, bölgedeki güç dengelerinin ne kadar hassas olduğunu gösteriyor.
Minsk Grubu’nun geleceği
Zirvede, Minsk Grubu’nun kapatılması için Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’na (AGİT) ortak başvuru yapılması kararlaştırıldı. 1992’de Dağlık Karabağ sorununu çözmek için kurulan Minsk Grubu, 2020 Karabağ Savaşı’ndan sonra işlevsizleştiği gerekçesiyle eleştiriliyordu.
Washington Post’a göre, grubun feshi, Rusya’nın bölgedeki arabuluculuk rolünü kaybetmesine yol açabilir. Bu durum, ABD’nin bölgedeki nüfuzunu artırma stratejisinin bir parçası olarak değerlendiriliyor.
"Rusya'ya büyük bir darbe"
Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi’nden Tina Dolbaia, Reuters’a yaptığı açıklamada, “Ermenistan ve Azerbaycan’ın el sıkışması, ABD’nin koridora dahil olmasıyla birleştiğinde, Rusya için ciddi bir kayıp” dedi. Anlaşma, Güney Kafkasya’da Rusya’ya olan güvenin azaldığını ve ülkelerin ABD, Türkiye ve Çin gibi yeni ortaklara yöneldiğini gösteriyor.
El Muhabir