ABD'deki Washington Post gazetesi, "Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın İstanbul’un altında giderek artan bir baskı oluşturduğunu, önümüzdeki 30 yıl içinde büyük bir deprem olma ihtimalinin yüzde 40-60 olarak belirlendiğini, milyonlarca İstanbullunun ve sayısız tarihi yapının bu tehlikeye karşı korunmasız durumda olduğunu" yazdı.
Gazetenin haberinde şu ifadelere yer verildi:
"İstanbul’un hemen altında uzanan Kuzey Anadolu Fay Hattı, Anadolu, Arap, Afrika ve Avrasya tektonik levhalarının kesişim noktasında yer alıyor. Bu levhalar arasındaki sıkışma, 2023’te Kahramanmaraş’ta 54 bin kişinin hayatını kaybettiği felaketi tetiklemişti. Ancak uzmanlar, İstanbul’un sadece 16 kilometre güneyindeki 110 kilometrelik fay segmentinin henüz kırılmadığını ve en büyük tehlikenin buradan geldiğini ifade ediyor."
Olası depremin yıkıcı etkileri
"İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) tahminlerine göre, büyük bir deprem 700 binden fazla can kaybına yol açabilir. Şehirde 40 bine yakın tarihi eser ve binlerce riskli bina bulunuyor. Ne var ki, bu yapıların güçlendirilmesi süreci, İBB ile merkezi hükümet arasındaki siyasi anlaşmazlıklar yüzünden yavaş ilerliyor. Bu durum, İstanbul’un depreme hazırlık kapasitesini ciddi şekilde zora sokuyor."
Tarihi yapıların durumu
Washington Post, İstanbul’un simge yapılarından üçünün depreme karşı dayanıklılığını değerlendirdi:
"Ayasofya: 6. yüzyıldan kalma bu tarihi yapı, koruma yasaları nedeniyle modern sismik teknolojilerden yararlanamıyor. Sadece kurşun kaplamalar yenileniyor ve çelik destekler ekleniyor.
Yerebatan Sarnıcı: Su seviyesi azaltılarak ve fazla beton kaldırılarak güçlendirme yapıldı; ancak 630 çelik yatakla desteklenen sütunlar, uzmanlara göre yeterli değil.
Zeyrek Çinili Hamamı: Özel sektör tarafından 13 yılda restore edilen hamam, çelik kuşaklar ve modern temel sistemleriyle tam anlamıyla depreme hazır hale getirildi. Ancak bu restorasyon milyonlarca euro'ya mal oldu."
Restorasyonlarda siyasi tartışmalar
Habere göre, tarihi yapıların yenilenmesi, İBB ile merkezi hükümet arasında sık sık yetki tartışmalarına neden oluyor. Örneğin, 2020’de Galata Kulesi’nin restorasyonunun merkezi hükümete devredilmesi, İBB tarafından “yanlış yönetim” olarak eleştirilmişti. İBB Kültür Varlıkları Daire Başkanı Mahir Polat, gözaltına alınmadan önce, “Bu şehri sonsuza dek korumayı hedefliyoruz” demişti. Ancak uzmanlar, siyasi çekişmelerin ve koruma yasalarının, İstanbul’u olası bir felakete karşı savunmasız bıraktığını iddia ediyor.
ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu’ndan (USGS) Thomas Parsons, “Bu bölge geçmişte yıkıcı depremler gördü ve tekrar görecek. Mesele, bunun ne zaman olacağı” diyerek uyarıyor. İstanbul’un depreme hazırlık süreci, hem teknik hem de siyasi zorluklarla mücadele ederken, zaman hızla daralıyor.
El Muhabir